12 Eylül 1980 öncesini 55 yaş ve üstü yaşayanlarımız çok iyi bilirler, çünkü maalesef o günleri hep birlikte az veya çok yaşadık.
Neler oldu; bir tarafa faşist, diğer tarafa komünist dendi.Hiç bir taraf birbirini anlamak istemedi veya anlayacak zamanı bulamadı veya şartları oluşturmadılar.Birbirlerini canlarına kastettiler, öz kardeşler değilse bile amca çocukları birbirine silah çektiler.O dönemlerde siyasilerin çok da fazla yapacak bir şeyleri yoktu, ülkeyi TBMM değil sokaklar idare ediyordu.Polisler, öğretmenler, memurlar, hakimler, savcılar yani toplum olarak herkes bir taraf olmaya çalışıyordu veya mecbur bırakılıyordu.
Bazıları diyor gibi hissediyorum, bunları dış güçler yaptırıyordu, evet doğrudur ; bunu not edelim .....
Şimdi hepimiz yaşıyoruz, bu defa sokak değil iktidarı ile muhalefeti ile siyasiler tarafından çok benzer ayrıştırma yapılmaya çalışılıyor, sokaklar yani toplum dizayn edilmeye çalışılıyor.Yani 1980 öncesi sokak siyaseti, şimdi siyaset sokağı yönlendirmeye çalışıyor.
Milli gayri milli, laik şeriatçı, demokrat diktatör, sunni alevi, Türk kürt, Amerikancı Rusyacı, Fetöcü metöcü, tarikatçılar v.b. say say bitmiyor.
Maalesef bu ayırımların hepsi oy meselesi, seçilme yarışı.
Evet içimizde gayri milli, şeriat yanlısı, diktatör heveslileri, mezhepçilik yapmak isteyenler,etnik ayırımcılık yapmaya çalışanlar emperyalist güçlerin maşası, fetöcü ve tarikatçı kimseler var, ama çok çok azınlıktalar
Bugün için saymaya çalıştığım ayrışma şıklarına bakıldığında;
Toplumumuzun çok çok büyük çoğunluğu milli, demokrat, laik, Türk üst kimliğini gönülden kabul eden vatanın devletin mlletin bütünlüğünden, bayrak ezan sevdalıları ile doludur ve ben inanıyorum ki bu oran % 97-98 oranlarındadır.
Ne olur kim ne derse desin, onlar oy alabilmek için her türlü istismarı yaparak bizleri kandırmaya çalışsınlar, 
Bizler birbirimizden şüphe etmeyelim, birbirimiz sevelim, vatanımızı, devletimizi, milletimizi, bayrağımızı, dinimizi sevelim, milli ve manevi değerlerimize sıkı sıkı bağlı olalım.
İşin siyasi boyutuna bakmamız gerektiğinde de, söylemleri ile icraatları ile projeler üreten, ülkemizi devletimizi milletimizi daha fazla refah seviyesine yükselteceğine inandığımız partiye oyumuzu vererek görevimizi yerine getirelim.
Yoksa Allah korusun istenmeyen şeyler olursa yine dış güçler yaptı yaptırdı demeyelim.