- Haberi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
Avrupa’da hızla büyüme eğiliminde olan ve özellikle popülist partilerin liderleri tarafından körüklenen İslam ve göçmen karşıtlığı hızla yaygınlaşmakta ve Avrupa’nın göbeğinde ‘özgürlük, güvenlik ve adalet’ kavramlarını temelden örseleyerek ciddi ve vahim sorunların yaşanmasına neden olmaktadır.
Avrupa’da Müslümanlara ve göçmenlere karşı giderek güçlenen beyaz üstünlükçü(white supremacist) anlayışın örgütlü faaliyetleri sonucu yabancı kökenlilere karşı İslamofobi anlayışlı nefret söylemleri giderek yükselmekte ve ırkçı saldırılar artık endişe verici boyutlarda seyretmektedir. İslamofobi anlayışının yaygınlaşması istikrarsız ve güvensiz ortamların oluşmasına neden olmaktadır.
Fransa'da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, "İslamcı ayrılıkçılıkla mücadele olarak ön plana aldığı, ortaya çıkan yoğun tepkiler üzerine "Cumhuriyet değerlerine saygıyı güçlendiren prensipler" olarak değiştirilen yasa tasarısı en nihayetinde Fransa Ulusal Meclisteki özel komisyonda büyük destekle kabul gördü. Fransa’daki Müslümanları hedef alan ve şubatta Ulusal Meclise sunulması beklenen söz konusu yasa tasarısı insan onurunu çiğneyen, inanç özgürlüğünü ortadan kaldıran, kin, nefret, düşmanlık ve hoşgörüsüzlük üzerine mebni vahim bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu arada Hollanda’da 17 Mart 2021’de yapılacak seçimlerde iktidara gelmesi halinde ‘Göçmenlik ve İslamiyet’ten Kurtulma Bakanlığı ‘ kuracağını ve Hollanda’da camileri yasaklayacağını vaat eden Özgürlük Partisi Başkanı Geerts Widers, İslam karşıtlığı görüşleriyle ön plana çıkan Fransa'nın Ulusal Birlik Partisi'nin (FN) lideri ırkçı Marine Le Pen, göçmen ve İslam karşıtlığı politikalarıyla bilinen, ‘biz ve ötekiler’ retoriğiyle ön planda olan Macaristan’da iktidardaki Fidesz Partisi ve lideri Başbakan Viktor Orban, 2017-2019 yılları arasında Avusturya Şansölye Yardımcısı olarak ta görev yapan ve 1 Ekim 2019 ‘da siyaseti bıraktığını açıklayan Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) lideri İslam düşmanı Heinz-Christian Strache gibi popülist politikaları önceleyen partiler ve liderleri ne yazık ki İslamofobi anlayışını iyice zihinlere kazımaya devam etmektedirler.
Son olarak Danimarka’da Aabenraa Camisi’ne yönelik İslamofobik saldırı bir kez daha bu vahim gidişatı gözler önüne sermektedir. Avrupa’nın ortasında gerçekleştirilen bu vahim saldırılar karşısında gerekli önlemler alınmadığı takdirde birbirleri üzerine eklemlenen sorunlar zinciri daha karmaşık bir hal alacak ve ileride içinden çıkılmaz bir durum ortaya çıkacaktır.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres, “Uluslararası Holokost’u Anma Günü” dolayısıyla 26.1.2021 tarihinde yaptığı yazılı açıklamada beyaz üstünlükçü ve Neo-Nazilere yönelik açıklamasında ;"Yahudi toplumuna karşı yapılan karalamaları durdurmak, karalama sebeplerine ve inanışlarına itiraz etmek ve gerekiyorsa karalama eylemlerini kanun önüne getirmek” amacıyla 1913 yılında B'nai B'rith örgütü tarafından kurulan ADL (İftira ve Karalama ile Mücadele Birliği) adını ve verilerini kullanarak salt Anti-Semitizm’e ve Yahudilere yönelik saldırılara vurgu yapması, Müslümanlara yönelik saldırılardan hiç söz etmemesi çifte standardın bir zuhuru olsa gerek.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Nazi Almanya’sının holokost uygulamalarını telin etmek amacıyla 1 Kasım 2005 tarihli kararıyla, 27 Ocak gününü “Uluslararası Holokost’u Anma Günü” olarak kabul etmişken, İsrail’in Filistinlilere yönelik benzer insanlık dışı uygulamalarının da ortaya konulması gerekir.
Yeniden Refah Partisi Dış ilişlilerden Sorumlu
Genl Başkan Yardımcısı Doğan Bekin
HABERE YORUM YAZIN
- Çaya Boya Katan Firmalar Açıklandı
- Yağışlar Sonrası Güneş Açtı, Çayda 4. Sürgün Gözüktü
- Bakana Fiyat Farkı Soruldu: Canına Okuruz
- Rize Artvin Havalimanı'ndan Neden Yok..?
- Kesinlikle Türkiye ve Çin, Rize'de Bir İş Birliği Yapabiliriz
- Doğu Karadeniz İçin Kuvvetli Yağış Uyarısı
- Çaykur'dan Üreticiye Uyarı: Acele Etmeyin
- Rize'de Ekmek Zammı Ne Zaman Uygulanacak?