Hızır Önsoy Yazıyor... Rize'nin Temel Sorunu

1960’lı yıllarda, kırsaldan kentlere başlayan göç, özellikle, Rize’mizi de vurdu. Terk edilen, boşalan köyler…Nerede o anlamlı tanımlar?

Son Dakika Rize

RİZE’NİN BİRİNCİ SORUNU YANLIŞ KENTLEŞME

1960’lı yıllarda, kırsaldan kentlere başlayan göç, özellikle, Rize’mizi de vurdu. Terk edilen, boşalan köyler… Nerede o anlamlı tanımlar?

Şair, Ahmet Kutsi ECER, elbet de, kentlerimizin bu hale geleceğini hiç tahmin etmeden,

‘’Orda bir köy var uzakta. Gitmesek de gelmesek de o köy bizim köyümüzdür’’

diyor eserinde.

Mustafa Kemal ATATÜRK’ün,

‘’Türkiye’nin Efendisi Köylüdür.’’ 

Sözü neleri hatırlatıyor, değil mi?

Ülkemizin köyü kalmadığına göre…

Bir zamanlar öyleydi; şimdi değil artık.

Zira, ‘’Köyler Mahalleye Dönüştü.’’ Doğru mu oldu?

Köyleri apar topar taşıyıp, kentlere doldurduk. Arta kalanları da ‘’Mahalle’’ yaptık. Oldu bitti…

O zamanlar, ülkemizin %70’i kırsalda yaşarken, bu oran tam tersine döndü. Kırsal halkımız kentleştirilecek diye, neredeyse, apar topar kentlere, kent merkezlerine taşındı. Kentlerdeki altyapı, üstyapı, ulaşım, çarpık yapılaşma, geçim, eğitim vb hepsi alt üst oldu; karmakarışık.

Kalkınmış ülkelerdeki kentleşme böyle mi?

Hayır. Nasıl?

Kırsal yöre halkı kendi yaşadığı yerde kentleştirildi. Oradaki hayvancılık ve tarım faaliyeti yanında, iş olanakları, eğitim, sağlık sorunları kendi yörelerinde çözülünce, kentleşme oldu. Yoksa, bizdeki gibi, kırsal yöre halkını, kentlere taşınmasıyla değil. Bunun, bilimsel bir yanı yoktur.

Kentin dışında planlanması gereken büyük hizmet alanları, futbol tesisleri, AVM’ler, eğitim-araştırma merkezleri, hastaneler, inadına, deniz dolgularında sıkıştırılmağa çalışılıyor.

Köylerin mahalleye dönüşümünde, bu kentleşme mi amaçlanıyor? Eğer öyleyse, iş işten geçti çoktan.

‘’Geçti Bor’un Pazarı, Sür Eşeği Niğde’ye’’, ‘’Atı Alan Üsküdar’ı Geçti’’

Yeşiliyle mavisinin, dağıyla denizinin bütünleştiği zümrüt kentimiz Rize de, bu yanlış kentleşmeden nasibini fazlasıyla alıyor.

En başta, ‘’Ulaşım ve Trafik Sorunu’’ geliyor.

Birkaç kilometrelik cadde ve sokaklarımızda, adım adım ilerleyen, insandan çok araç trafiği bıktırıyor artık. Her geçen gün daha da artıyor. Palyatif çözümlerle, sonu nereye varacak, bilinmiyor.

Kuzeyde haşin Karadeniz, hemen güneyinde, aniden yükselen Kuzey Anadolu Dağları ve arada sıkışıp kalmış kent. Doğu- Batı istikametinde birkaç cadde ve sokak. Onlar da araçlarla boğulmuş vaziyette.

O halde, ulaşım ve trafik sorununun tek çözümü,

A.‘’Çiftekavak-Gündoğdu Raylı Sistemi’’ 

B. ‘’Teleferik-Hava Ulaşımı’’

Bütün dolmuş hatlarının bir kooperatif altında toplanarak, Çiftekavak-Gündoğdu Raylı Sistemi ile Teleferik Ulaşımı fizibilitesi ve projesi bir an evvel gündeme alınmalıdır.

‘’Çiftekavak-Gündoğdu Raylı Sistemi’’, bu hat ve cıvarındaki hatlar üzerindeki dolmuş hatlarını hafifleteceği gibi, Kentiçi-Kale-Ziraat Bahçesi-At Meydanı-Dağbaşı- Kentiçi hattını oluşturacak ‘’Teleferik Ulaşımı’’ da, diğer bir çok dolaylı taşımacılığı kolaylaştıracaktır.

Bu ulaşım sistemleri işletmesinin, oluşturulacak ‘’Ulaşım Kooperatifleri’’ne devredildikten sonra,  başta Rize’miz olmak üzere, dolmuş sahipleri, halkımız, herkes rahat edecek, karlı çıkacaktır. Üstelik, dolaylı olarak da, ekonomiye büyük katkı sağlayacak, çevre sorunları alabildiğine azalacaktır. Sonuç olarak, kentimiz kazançlı çıkacaktır.

Bütün bu planlamaları tartışacak, en obtimum çözümler bulacak, bilim adamı ve araştırmacılardan, düşünürlerden, değişik kesimlerden oluşturulacak bir ‘’Rize Kalkınma Konseyi’’ ne, artık vakit geçirmeden, acilen gereksinim olduğu, apaçık ortadadır. 

PROF. DR. HIZIR ÖNSOY